270 yıllık köklü geçmişini Haute Horlogerie (yüksek saatçilik), sanatsal zanaatkârlık ve otomat teknolojisinin birleşimiyle taçlandıran Vacheron Constantin, bu anlamlı yıl dönümünü eşsiz bir eserle kutluyor: La Quête du Temps.
Yedi yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan bu olağanüstü saat, yalnızca zamanı göstermiyor; aynı zamanda kozmosun gizemli ritmini yansıtan etkileyici bir koreografiye sahip. Astronomi temalı eser, Vacheron Constantin’in 1755’ten bu yana gökyüzü gözlemlerinden ilham alarak geliştirdiği “Astronom” figürünün modern bir yorumu olarak öne çıkıyor. Marka, bu figürü Maison’un ruhunu yansıtan bir metafora dönüştürerek geleneğini sürdürmeye devam ediyor.
Yaratıcılıkta Ortak Bir İmza
La Quête du Temps, saatçilik dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getiren bir iş birliğinin ürünü. Otomatın geliştirilmesinde, dünyanın en büyük otomat ustası olarak kabul edilen François Junod’un imzası bulunuyor. Saat mekanizması ve kasa tasarımı, prestijli saat üreticisi L’Épée 1839 ile ortak yürütülen bir çalışmayla hayat buldu. Cenevre Gözlemevi’nden astronomlar ise bu sanat eserine gök olaylarını anlatan derinlikli bir hikâye kazandırdı. Her bir detayda ise usta zanaatkârların emeği ve sanatsal dokunuşları göze çarpıyor.
İlham Veren Bir Tasarım: Métiers d’Art Tribute to The Quest of Time
La Quête du Temps, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda ilham kaynağı bir sanat eseri. Bu olağanüstü otomaton, Vacheron Constantin’in yeni tasarımı olan Métiers d’Art Tribute to The Quest of Time saatine de esin verdi. Bu koleksiyon, Maison’un gelenek ile yeniliği bir araya getirme misyonunu zarif bir şekilde sürdürüyor.
Vacheron Constantin, 270 yıllık saatçilik mirasını ileri taşıyan, hayranlık uyandıran bu tasarımıyla zamanı ölçmenin ötesinde, zamanı anlatan bir hikâye sunuyor. Gelenekten beslenen, geleceğe ilham veren bu başyapıt, saatçiliğin sanatla buluştuğu noktada eşsiz bir duruş sergiliyor.