Samsung, yapay zekâ destekli Vision AI inovasyonlarını Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturduğu 2025 TV serisinde, sanatı yaşam alanlarının merkezine taşıyor. Özellikle The Frame modelinde sunduğu genişletilmiş dijital sanat deneyimiyle dikkat çeken seri, yalnızca bir televizyon değil, aynı zamanda bir sanat eseri olarak konumlanıyor.
The Frame ve 3.000 Eserlik Dijital Koleksiyon Her Evi Galeriye Dönüştürüyor
Yeni seride, yalnızca The Frame ile sınırlı kalmayan dijital sanat koleksiyonu, Samsung’un NEO QLED ve QLED modellerinde de erişilebilir hale geliyor. Kullanıcılar artık 3.000’den fazla seçkin sanat eserine doğrudan televizyonlarından ulaşabiliyor. Bu özel koleksiyon sayesinde herhangi bir oda, birkaç dokunuşla kişisel bir sanat galerisine dönüşüyor.
The Frame, kapalıyken bile bir tablo gibi görünen çerçeve tasarımı ve özelleştirilebilir ekran içeriğiyle ev dekorasyonuna sanatsal bir katkı sunuyor. Kullanıcılar, ekranlarını kendi zevklerine uygun sanat eserleriyle donatabiliyor; ister klasik resimler ister çağdaş grafik tasarımlar, ister kişisel fotoğraf koleksiyonlarıyla duvarlarında yaşayan bir sanat deneyimi yaratabiliyor.
Samsung Electronics Türkiye Kıdemli Başkan Yardımcısı Mert Gürsoy, yeni TV serisinin sunduğu bu sanatsal vizyona dair şunları söyledi: “TV’lerimizi yalnızca bir eğlence aracı olarak değil, evin ruhunu yansıtan akıllı ve estetik bir yol arkadaşı olarak yeniden tanımlıyoruz. Sanatı günlük yaşamla bütünleştiren yeni The Frame serimiz ve dijital koleksiyonlarımızla, kullanıcılar artık oturma odalarının duvarlarında dünyanın dört bir yanından sanat eserlerini sergileyebiliyor.”
Sanat deneyimini teknolojiyle harmanlayan Generative Wallpaper özelliği de seride dikkat çeken bir başka yenilik. Kullanıcıların zevklerine göre yapay zekâ ile özgün görseller oluşturmasına olanak tanıyan bu özellik, ekranları kişiselleştirilmiş bir sanat tuvaline dönüştürüyor.
Samsung’un 2025 serisi, bir yandan ileri seviye görüntü teknolojisiyle izleme deneyimini zenginleştirirken, diğer yandan estetik anlayışı odağın merkezine koyarak televizyonu gerçek anlamda evin kalbine yerleştiriyor. Özellikle sanatsever kullanıcılar için The Frame ve genişleyen dijital koleksiyon, ekranların yalnızca bir medya aracı değil, kültürel bir platform haline gelebileceğini de gösteriyor.