Zühre Kurt

Bir menü özelinde ilk kez yapılan kapsamlı Etki Analiz Raporu’nu dinlemek üzere tarihi yarımadanın kalbinde Four Seasons Hotel Sultanahmet’in bahçesindeki Avlu Restorandayız. Yeşil tedarik zinciri platformu Ingredy iş birliğiyle hazırlanan bu analizi dinlediğimde, menünün yalnızca gastronomik değil; sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerini de ölçülebilir verilerle ortaya koyduğunu gördüm. Gastronomi ekosistemi adına önemli bir adıma tanıklık ediyoruz. Çünkü artık lezzet kadar toplumsal ve ekonomik katkı beklentisi de öne çıkıyor tüketiciler için…
Sultanahmet’in tarihi dokusu içinde, Four Seasons Hotel Sultanahmet’in imza restoranı Avlu, sürdürülebilir gastronomide rol-model olabilecek önemli bir adıma imza atıyor. Menüsüyle Türkiye’nin yedi bölgesinden 22 üreticiyi bir araya getiren, yaklaşık 10 bin çiftçi ve küçük üreticiye doğrudan katkı sağlayan mekan, kullandığı ürünlerin yüzde 98’inin yerli üretimden karşılıyor. Yerel üreticilerden, kadın girişimci kooperatiflerinden ve coğrafi işaretli ürünlerden ilhamla hazırladığı yeni menüsüyle Anadolu’nun zenginliğini tabaklara taşıyor.

Avlu Restoran’ın Executive Şef Özgür Üstün liderliğindeki mutfak ekibi, sürdürülebilir gastronomi anlayışını merkeze alarak Türkiye’nin dört bir yanından gelen özel malzemeleri çağdaş tekniklerle bir araya getiriyor.
Üç Michelin Key ödüllü Four Seasons Hotel Sultanahmet’te yer alan mekan, Anadolu’nun yaşayan ruhunu yeniden hayata geçiriyor. Avlu’nun yeni menüsüyle birlikte ilk kez bir menü özelinde kapsamlı bir Etki Analiz Raporu çalışması gerçekleşiyor. Yeşil tedarik zinciri platformu Ingredy iş birliğiyle hazırlanan bu analiz, menünün yalnızca gastronomik değil; sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerini de ölçülebilir verilerle ortaya koyuyor. Rapora göre kış menüsü; Türkiye’nin yedi bölgesinden gelen 22 üreticinin emeğini aynı sofrada buluşturarak, yaklaşık 10.000 çiftçi ve küçük üreticinin etki alanına doğrudan katkı sağlıyor. Menüde kullanılan ürünlerin %98’i yerli üretimden oluşurken, 19 ürün coğrafi işaretli niteliğiyle Anadolu’nun tarımsal mirasını koruma altına alıyor. Tedarikçi yapısının %60’ını küçük üreticiler, sosyal girişimler ve kadın kooperatifleri oluştururken; özellikle kadın kooperatifleri aracılığıyla kırsal kalkınma ve toplumsal cinsiyet eşitliği destekleniyor.
Sunulan yeni menüde, Manavgat susamı, Cimbiti nohutu, Malkara mercimeği ve Mardin bulguru gibi coğrafi işaretli ürünler, Anadolu’nun bereketli topraklarının hikâyesini anlatıyor. Kadın girişimci kooperatiflerinden olan Devrek Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden temin edilen Devrek tarhanası, Orijin Trakya Gıdanınüretimi Tekirdağ kuskusu, Eceköy Biga Kadın Kooperatifinden artizan yöntemler ve geleneksel usullerle hazırlanan peynirler bölgesel üretimin desteklenmesine yönelik güçlü bir adımı temsil ediyor.

Misafirler, kış menüsünün öne çıkan lezzetlerini uyumlu bir akışla bir araya getiren, yedi aşamadan oluşan ‘7 Bölge Tadım Menüsü’nü de tercih edebiliyor.
Menüde yer alan lezzetlerde Karadeniz’den Ege’ye, Doğu’nun dağ köylerinden Güneydoğu’nun bereketli ovalarına kadar her tat, kendi hikayesini taşıyor. Ege’nin bereketli topraklarında, güneşin altında özenle büyüyen zeytin ağaçlarının her bir meyvesinden soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen Gaia Oliva zeytinyağları da menüye lezzetli bir dokunuş katıyor. Şefin Bahçesi ise bu yolculuğu tamamlıyor; tazelik, doğaya duyulan saygıyla harmanlanıyor. Executive Chef Özgür Üstün’ün rehberliğinde Avlu, doğanın, kültürün ve tarihin zenginliğini misafirleri ile buluşturuyor.