Zühre Kurt
Ege Bölgesi’nin en özgün keşiflerinden biri olan Lidya Antik Bağ Rotası, tarih, doğa ve bağcılık
kültürünü aynı potada eriten bir güzergâh… Lidya Antik Bağ Rotası, her yönüyle bir
gastronomi kültür hattı. Geçen ay Lidya Antik Bağ Rotası’nın yerel üreticileriyle buluşmak
üzere Manisa’daydık. Binlerce yıldır bağcılıkla anılan verimli topraklara sahip şehir, sadece
Türkiye’nin değil, dünyanın da önemli üzüm merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Lidya Antik Bağ Rotası’nın tanıtımı Giritligil Oteli’nde tarihi hamamın içinde gerçekleşti.
Manisa Gastronomi Derneği ve Lidya Antik Bağ Rotası üreticileriyle düzenlenen program,
hem şehrin kültürel mirasını hem de zengin gastronomi değerlerini bir araya getiren keyifli
bir yolculuğa dönüştü. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin de projeye verdiği destek ile tarihin,
kültürün ve gastronominin buluştuğu bu yolculukta; Sardes’in görkemi, bağların eşsiz
tadımları ve yöresel lezzetler bizlerle birlikteydi.

“Altın Asmaların Ülkesi” olarak tanımlanan Lidya antik uygarlığının izlerini süren Lidya Antik
Bağ Rotası üreticileri, ağırlıklı olarak İç Ege’nin kuzeyinde yer alıyor. İzmir Kemalpaşa’dan
Manisa, Akhisar, Alaşehir ve Uşak’a, oradan Aydın’a uzanan bu rota; üreticilerin ortak
değerlerle bir araya gelerek bağcılık kültürünü ve bölgenin turistik zenginliklerini tanıtmayı
hedefliyor. Hem toprağın potansiyelini hem de tarihin izlerini yaşatmak isteyen üreticiler,
bölgeyi sadece bir üretim merkezi değil aynı zamanda gastronomi ve kültür turizmi
destinasyonu haline getirmeyi amaçlıyor. Yeni rota kapsamında yer alan üreticiler arasında
Heraki, Kastro Tireli, Pendore, Nif, Selendi ve Sobran bulunuyor. Bu bağlar, ziyaretçilere hem
tadım hem de bölgenin eşsiz doğasında bağcılık kültürünü deneyimleme imkanı sunuyor.
50’den fazla sofralık ve şaraplık üzüm çeşidiyle, Türkiye’nin en geniş üzüm çeşitliliğine sahip
olan İç Ege’de konumlanan Lidya Antik Bağ Rotası Üreticileri, farklı damak zevklerine hitap
eden onlarca farklı stil ve yüzlerce farklı tarzda şarap üretiyor.

Lidya Antik Bağ Rotası Koordinatörü Ercan Boztepe, bölgenin tarihi ve turistik noktalarını da
öne çıkarmak istediklerini kaydediyor. Boztepe: “Biz; farklı ölçeklerde üretim yapan,
birbirinden çok farklı olmakla birlikte birbirini tamamlayan kimliklere sahip Anadolulu bağcı
üreticileriz. Üzümlerimizi yetiştirdiğimiz bölgenin dünya sahnesinde binyıllardır bilinen
tarımsal önemi ve potansiyeli bir yana, mirasçısı olduğu olağanüstü antik tarihin farkındayız.
Logomuzdan başlayarak “altın asmalar” imgesini severek kullanmamızın temelinde, Lidya
uygarlığının altın madenleri ile ilişkisi ve altının bu coğrafyaya getirdiği büyük zenginlik
yatıyor. Ancak tek neden elbette bu değil. Lidya toprakları, kadim ismi Hermos olan Gediz
Irmağı’ndan gelen su bolluğu sayesinde altın değerine ulaşmıştır. Zira bu toprakların
asmaları, başta altın renkli Sultaniye olmak üzere, pek çok üzüm çeşidine yaşam vermiş ve bu
üzümler yüzlerce yıl boyunca bu topraklar üzerinde hüküm süren devletlerin en büyük
tarımsal ekonomik gücü olmuştur.” diyor.
Manisa Gastronomi Derneği Başkanı Gizem Tarım: “Üzümün her halini, her çeşidini bağrında
taşıyan Manisa topraklarında bir bağ rotası büyüyor; bir kültür, bir lezzet hikâyesi şekilleniyor.
Bu rota sadece bağcılığın değil, bölgenin tarihinin, doğasının ve gastronomi
zenginliğinin de bir yansıması olarak geleceğe doğru kök salıyor. Manisa’nın bağcılığı artık
sadece gelenekten değil; bilimden, bilinçli üretimden ve doğaya saygıdan da güç alıyor. Bu
yönüyle şehir, Türkiye’nin sürdürülebilir bağcılıkta öncü merkezlerinden biri olma yolunda
her geçen gün daha sağlam adımlar atıyor” diyor.